Sayfalar

15 Mart 2012 Perşembe

Seni Beklerken




Sen yokken; kurtarıcısını bekleyen insanlar gibi bekledim seni. Karanlıklar ve umutsuzluklarla çevriliyken insanlığın çevresi, onları kurtaracak ve onlara umut verecek birini beklerler ya hani, işte öyle bekledim seni. Gökyüzünde süzülen geminle yanaşıp, bulutlardan tahtında otururken bana gelmeni bekledim.  Güneş sarısı saçlarının büyüsüyle uçan o kırmızı geminin kaptanı olmamı istemeni bekledim hep, oysa o gemide kaptan olmak değil tayfa bile olmak benim için şeref sayılırdı.

Sen yokken; seni bilmenin bilgilerin en güzeli olduğunu fark ettim.  Kâinatın var oluşunu aydınlatacak en derin sırları çözmeye çalışırken insanlık, ben seni bilmiş olmanın sevinciyle bir çocuk gibi oynadım o en gizemli sırlarla.

Sen yokken; derin off’lar çektim seni özlediğimin nişanesi olarak. Yanan ateşin dumanını dışarı atan bacalar gibi kullandım onları, sana olan sevgi ateşimin özlem dumanını bu şekilde attım dışarı, seni tertemiz bir kalple sevmek için.

Sen yokken; gönül tahtıma ayak bastığın günü bayram ilan ettim. Bayram tebriğine gelen çocuklara, içi altın dolu ipek mendiller dağıttım. O sayısız çocuğun mutluluğunu toplasan, seni sevmemden dolayı kalbimde oluşan mutluluğun yanına yaklaşamaz. İşte o kadar sevdim seni ve o kadar mutlu ettin beni bu bayram günü.

        Sen yokken; ellerini tutamamanın hüznüyle doldu gözlerim. Bakarken etrafıma buğulu gözlerle, seni aradım durmadan sevgi kokan sözlerle. Yanımda olmasan da, ellerim ellerine değmese de şu an, kalbimden uzanan aşk eliyle tutuyorum ellerini. Ellerinde hissettiğin o sıcaklık, işte ta buradan sana uzattığım kalbimin sıcaklığıdır.

        Seni göremediğim bir günün ıstırabıdır bu dökülen kelimeler
        Özlemin sert fırtınalarında kaybolsa da bazı heceler
        Özlediğimi anlatmaya ne kadar yeter ağzımdan çıkan bu cümleler
        Kalbimin dili bağlı olsa da şimdi
        Biliyorum ki sen
        Beni bir gün bile olsa yalnız bırakmayacaksın, değil mi?


Hiç yorum yok: