Sayfalar

7 Mart 2012 Çarşamba

Fular


         Hafif rüzgârın uçuşturduğu saçlarına hayran bakarken üşüdüğünü fark etti kızın. Soğuktan üşüyen ellerini tuttu ve dizlerinin üzerine koydu, sonra kendi ellerini de kızın ellerinin üzerine koydu ve kalbinin çarpışlarından oluşan titreşimlerin kızın nazenin ellerini ısıtmasını bekledi. Ellerini hissettiğinde onun, kalbi daha hızlı atmaya başlıyordu çünkü çocuğun. Bir bahane bulup ellerine dokunmak istiyordu her zaman, kızın ellerinin yüreğine dokunduğunu hissediyordu her defasında.

        “Seni çok özlüyorum” dedi çocuk “Ama hiç özlemek istemiyorum; çünkü hep yanımda olmanı istiyorum” diye ekledi. “Hep yanımda olunca, hep yamacımda kalınca sen; seni özleme ihtiyacı duymam. Sen olurum ben, beni tamamlarsın sen de” dedi güneş ışığının rengârenk hallere soktuğu gözlerine bakarken kızın. 

          Kız boynundan fularını çıkardı yavaşça, üşüyor olduğunu umursamadan. Güzelce katladı ve uzattı şaşkın bakışlar içerisinde bakan çocuğa. “Al bunu” dedi, “Özledikçe, sana beni hatırlatmasını istiyorum bunun” dedi ve ellerine tutuşturdu fuları.
             
         “Seni hatırlamak için herhangi bir hatıraya ihtiyacım yok ki” dedi çocuk, “Hem seni hatırlamak da istemiyorum, hep aklımda olmanı istiyorum senin” dedi fuları tutan ellerini öperken kızın. “Başka şeylerle meşgul olup da bir an olsun seni unutmak istemiyorum” dedi ve burnuna götürdü beyaz renkli fuları, Cennetlerden geldiğini düşündüğü kokuyu içine çekmek için.  “Tüm dünyamı doldurmanı istiyorum öyle ki kalbimde ve aklımda senden başka şeyler için zerre kadar bile yer kalmasın” dedi. Fuları tekrar kızın boynuna sardı usulca ve bir damla gözyaşının ıslattığı yanağına bir öpücük kondurdu.


Hiç yorum yok: